Skip to main content
Yaşam

8 Mart… Dünya Kadınlar Günü…

By Mart 8th, 2025No Comments5 min read

Dünyanın dört bir yanında, her yıl 8 Mart’ta kadınların mücadelesi, hakları ve eşitliği konuşuluyor ve konuşulmaya devam edecek. Ancak bu tarih yalnızca bir kutlama değil, bir direnişin, adalet arayışının sembolü. 1857’de New York’ta daha iyi çalışma koşulları için greve giden kadın işçilerin hikâyesiyle başlayan bu süreç, yıllar içinde büyük bir güce ulaştı.

Bugün de hâlâ kadınların eşit haklara erişimi, şiddetle mücadele, ekonomik bağımsızlık ve toplumsal cinsiyet eşitliği gibi konular gündemdeki yerini koruyor. Aslında tek istenilen şey kadın erkek eşitliği… Günümüzde bu mücadele de hâlâ devam ediyor. Kadınların hakları konusunda ilerlemeler sağlandı ancak aşılması gereken engeller var. Bir kadın gücünün ne kadar büyük olduğunun farkına varılması gereken konular var…


Örneğin kadınların eşit haklara sahip olduğu bir toplum yalnızca kadınlar için değil herkes için daha adil ve sürdürülebilir bir gelecek anlamına gelebilir. Kadınların iş gücüne katılımı ekonomik büyümeyi destekler, karar alma süreçlerine dahil olmaları daha kapsayıcı politikalar oluşturulmasını sağlar. Eğitime, sağlığa ve eşitliğine erişim, yalnızca bireysel hayatları değil, tüm toplumların refahını artırır.

8 Mart: Bir Kutlamadan Fazlası

Kadın… Hayatın her anında, varlığıyla dünyaya anlam katan, emeğiyle geleceği inşa eden, bilgisi ve iradesiyle toplumu şekillendiren… Onu yalnızca bir sıfatla veya bir rolle tanımlamak haksızlık olur. Çünkü kadın, aynı anda birçok kimliği ustalıkla taşıyan, zorluklarla mücadele eden ve her seferinde yeniden doğan bir güçtür.

Kadın özgürdür… Kendi hayatı, kararları ve hakları üzerinde söz sahibidir. Eğitime, çalışma hayatına, sanata, bilime, siyasete ve hayatın her alanına katılma hakkına sahiptir. Kadın olmak, belirli rollerle sınırlandırılmak değil, her alanda var olabilmektir.

Kadın eşittir… Toplumun yarısını oluşturan kadınlar, tüm hak ve fırsatlara erkeklerle eşit şekilde sahip olmalıdır. Kadınların emeği, bilgisi, üretimi ve mücadelesi, toplumun ilerlemesinde belirleyici bir güçtür. Hiçbir kadın cinsiyeti nedeniyle ayrımcılığa, şiddete ya da eşitsizliğe maruz bırakılmamalıdır.

Kadın değişimin öncüsüdür… Dünyanın her yerinde, her alanda kadınların ortaya koyduğu emek, bilgi ve direniş, toplumu dönüştüren en önemli güçlerden biridir. Kadınlar, sadece bireysel hayatlarında değil, sosyal ve politik alanlarda da değişimi mümkün kılar.

Kadının gücü, sesinin yüksekliğinde değil, yüreğinin derinliğinde saklıdır. O, karşılaştığı tüm zorluklara rağmen pes etmeyen, hayallerinden vazgeçmeyen, kendi yolunu çizen bir ruhtur. Gözyaşının içinde bile umudu saklayan, kırıldığı yerden yeniden doğan bir direniştir.

Ve kadın, her şeyden önce insandır… Hak ettiği saygıyı, değeri ve eşitliği görmek isteyen bir insan… Ne yazık ki, kadınların emeği çoğu zaman görünmez kılınır, hakları ellerinden alınır, varlıkları toplumun belirlediği sınırlarla şekillendirilmeye çalışılır. Oysa kadın, sınırların ötesinde var olmayı hak eder.

Kadın, ne sadece bir gün hatırlanmalıdır ne de sadece belli rollere hapsedilmelidir. 8 Mart, sadece bir kutlama değil; kadının varlığını, mücadelesini ve değerini hatırlamak için bir fırsattır.

Bu 8 Mart’ta, haklarını savunan, eşitlik için mücadele eden, daha adil bir dünya hayalini canlı tutan tüm kadınları saygıyla selamlıyor, her kadın ile gurur duyuyorum. Birlikte, daha eşit ve adil bir dünya için!

Kübra Şengül Sözeri

Leave a Reply