
Ataerkil kapitalist düzen içinde kabul edilen cinsiyet temelli iş bölümü, kadınları genellikle özel alanla sınırlandırıyor, ev hizmetlerinden sorumlu tutuyor ve erkeklere bağımlı ikincil bir rol veriyor. Bu durum, kadınların evde harcadığı emeğin ekonomik ve sosyal hayatta yeterince değer görmemesine yol açıyor. Kadınların görünmeyen emeğinin tanınması ve desteklenmesi gerektiğini vurgulayan ev hanımı Emine Üçkuyulu, ev işlerinin de bir meslek olarak kabul edilmesi gerektiğini vurguluyor.
Toplumsal cinsiyet rolleri, kadın ve erkeğin toplum içindeki statüsünü belirleyen normlar çerçevesinde şekilleniyor. Erkekler genellikle güçlü kabul edilirken, kadınların ise zayıf oldukları için ağır işlerden kaçındıkları düşünülüyor. Ancak kadın emeği, yalnızca fiziksel dayanıklılıkla değil toplumsal normlarla da sınırlandırılıyor. Kadınlar, ev işleriyle ilişkilendiriliyor ve bu işler çoğu zaman görünmeyen, değersiz bir emek olarak görülüyor. Oysa kadınlar hem evde hem de ev dışında önemli roller üstlenerek topluma katkıda bulunuyor. Afyonkarahisar’ın Emirdağ ilçesine bağlı Çaykışla Köyü’nde yaşayan Emine Üçkuyulu, ev işlerinin de bir meslek olarak kabul edilmesi gerektiğini savunuyor.
Toplumda ev işlerinin hafife alındığını belirten Üçkuyulu, “Çoğu kişi ev işlerinin çok kolay olduğunu düşünüyor. Ama hiç de öyle değil. Nasıl ki herhangi bir işte çalışan bireyler görevlerini yerine getiriyorsa, biz de evde ailemizin düzeni için çalışıyoruz. Evde olan bir kadın, çocuklarının bakımını üstleniyor, evin temizliğini yapıyor ve yemek hazırlıyor. Bazen kendine bile vakit ayıramıyor” ifadelerini kullandı. Kadın emeğinin toplumsal cinsiyet eşitsizlikleriyle karşı karşıya olduğunu vurgulayan Üçkuyulu, ev işlerinin yalnızca bir kadının görevi olarak görülmemesi gerektiğini belirti.
“Kadınların ev içindeki emeği çoğu zaman görünmez kılınıyor”
Üç çocuk yetiştirmiş olmanın kendisi için en büyük başarı olduğunu belirten Emine Üçkuyulu, ailesinin en büyük gurur kaynağı olduğunu dile getirdi. “Ülkesi için faydalı bireyler yetiştirdiğimi düşünüyorum. Eşim ve çocuklarım, verdiğim emeği hiçbir zaman göz ardı etmedi. Bana sevgi ve saygılarını her zaman gösterdiler” diyen Üçkuyulu, her kadının bu kadar şanslı olmayabileceğini vurguladı.
Eşinin önce çiftçilik yaptığını, ardından on beş yıl boyunca köylerinde muhtarlık görevini yürüttüğünü belirten Üçkuyulu, bu süreçte eşine en büyük desteği veren kişinin kendisi olduğunu söyledi. Eşinin muhtarlık sürecinde, köy için yaptığı hizmetlerde kendisinin de destek olduğunu dile getiren Emine Üçkuyulu, “Gelen misafirleri ağırlamak, işçilere yemek ve çay ikram etmek de benim sorumluluğumdaydı. Kadınlar sadece ev içinde değil, toplumun her alanında aktif ve görünür olmalıdır. Ev hanımları, eşlerinin ve ailelerinin başarısında büyük pay sahibidir. Ancak kadınların ev içindeki emeği çoğu zaman görünmez kılınıyor ve hak ettikleri değer verilmiyor. Kadın hakları her alanda savunulmalı, emeğimizin karşılığı tanınmalıdır” şeklinde konuştu.
“Ev emeği değer görmeli, kadınlar desteklenmeli”
Üçkuyulu, toplumda ev hanımlarıyla ilgili yaygın yanlış algılara dikkat çekerek, kadın emeğinin küçümsenmemesi gerektiğini vurguladı. Emine Üçkuyulu, “Bugün başarılı iş insanları, doktorlar, öğretmenler ve mühendisler olarak karşımıza çıkan bireyler var. Peki, onları kim yetiştirdi? Ev hanımları! Anneler! Kadınların görünmeyen emeği, toplumun temel yapı taşlarından biridir ve asla göz ardı edilmemelidir” dedi.
Ev işlerinin de bir meslek olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirten Üçkuyulu, bu emeğin ekonomik bir karşılığı olması gerektiğine dikkat çekti. “Nasıl ki bir iş yerinde yıllarca çalışan bireyler emekli olup maaş alıyorsa, biz ev hanımları da hayatımız boyunca bitmek bilmeyen bir sorumluluk üstleniyoruz. Ancak bu çaba, çoğu zaman yok sayılıyor. Devletin, ev emeğini de destekleyecek bir sistem oluşturması gerektiğine inanıyorum” şeklinde sözlerini sonlandırdı.
Muhabir: Havva Çalışkan
Fotoğraf : Reyhan Çalışkan