Skip to main content
Sağlık

Ardımızda bıraktığımız miras: Organ bağışı

By Ocak 28th, 2025No Comments4 min read

Fotoğraf: Freepik

Giresun Eğitim ve Araştırma Hastanesi Organ ve Doku Nakil Koordinatörü Emine Akbulut, GÜNİMEDYA ile organ naklinin önemine ve gerekliliğine dair kritik bilgiler paylaştı. Akbulut, organ naklinin tedavisi mümkün olmayan hastalıklar nedeniyle hasar görmüş organların, canlı ya da ölüden alınan sağlıklı organlarla değiştirilmesiyle yapılan bir tedavi yöntemi olduğunu belirtti.

Ülkemizde ilk organ nakli, 1979 yılında 2238 sayılı “Organ ve Doku Alınması, Saklanması ve Nakli Hakkında Kanun” çerçevesinde gerçekleştirildi. Akbulut, Türkiye’nin organ bağışını yasal hale getiren ilk ülkelerden biri olduğuna dikkat çekerek, yasal altyapıya rağmen bağışçı sayısının yetersizliğinin büyük bir sorun tek bir sorun teşkil ettiğini ifade etti.

Giresun Eğitim ve Araştırma Hastanesi Organ ve Doku Nakil Koordinatörü Emine Akbulut

Organ ve Doku Nakli Koordinatörü Emine Akbulut, organ naklinin titizlikle yürütülen aşamalarını anlattı. İlk olarak organ naklinin iki şekilde yani canlı verici ve ölü (kadavra) verici olarak gerçekleştirildiğini belirten Akbulut, “Kadavradan nakiller yalnızca yoğun bakımda beyin ölümü gerçekleşmiş kişilerden yapılabilir. Bitkisel hayatta olan hastaların organları çalışmaya devam ettiği için bu durum bağış için uygun değildir. Beyin ölümü ise tıbben ve hukuken ölüm anlamına gelir. Aileden alınan izin sonrası, doku uyumu tespit edilerek süreç başlatılır” şeklinde konuştu.

Organ nakil sürecinde tüm adımlar titizlikle yürütülüyor

Görsel: ChatGPT ile oluşturulmuştur.

Bağış sürecinde uğranılan ilk noktanın Organ Nakil Merkezi olduğunu belirten Akbulut, merkezlerin sadece 9 şehirde (Samsun, Bursa, Ankara, İstanbul, İzmir, Antalya, Diyarbakır, Erzurum, Adana) yer aldığını ve bu nedenle nakil sürecinin titizlikle ve zamanla yarışarak yürütüldüğünü söyledi.

Akbulut, nakil merkezleri arasında öncelikli organ nakil sırasının belirlendiğini ve en yakın şehirlerdeki uygun alıcıların tarandığını dile getirdi. Uygun alıcı bulunamaması durumunda, 9 bölge arasında uygun hastaların belirlenmesi için çalışmaların başlatıldığını söyleyen Akbulut, “Organ nakli için bağışçılar, doku ve kan uyumu, gerekli tahliller ve vücut kitle indeksi gibi kriterlere göre incelenir. Uygunluk sağlandığında gerekli kontrollerin ardından bağış süreci başlatılır” şeklinde konuştu.

Emine Akbulut, organ çıkarımı sırasında, organın aktarılacağı hastanın da eş zamanlı olarak nakil merkezine çağrıldığını ifade etti ve “Süreç boyunca koordinasyon ve zamanlama büyük önem taşırken, tüm adımlar uzman ekipler tarafından dikkatle yürütülür” dedi.

Nakil sürecinin bir diğer önemli adımının organ çıkarımı ve transferi olduğunu belirten Akbulut, organın çıkarıldıktan sonra transfer merkezine ambulanslar, eskort araçlar, 112 helikopterleri ve kolluk kuvvetlerinin desteğiyle ulaştırıldığını ifade etti.

Akbulut: “Bağışçı sayısı yetersiz”

28 yıl hemşirelik yapan ve son 13 yılını Organ ve Doku Nakil Koordinatörlüğü görevinde geçiren Emine Akbulut, organ nakli bekleyen hastaların en büyük problemlerinden birinin bağışçı sayısının yetersizliği olduğunu belirtti. Güncel verilere göre, yaklaşık 40 bin hastanın organ bağışı beklediğini, bu hastaların büyük bir kısmının ise bekleme listesinde ya da listeye giremeden organ yetersizliği nedeniyle hayatını kaybettiğini ifade etti.

Organ bağışı konusunda farkındalık yaratmaya yönelik çalışmalar yürüten Akbulut, toplumun bu konuda bilinçlendirilmesinin hayati önem taşıdığına dikkat çekti. Sağlıklı bir yaşam için öncelikle kendimizi sevmemiz gerektiğini vurgulayan Akbulut, moral ve motivasyonumuzu yüksek tutarak hayatımızı dolu dolu yaşamamızı tavsiye etti.

Muhabir: Öznur Çınar

Fotomuhabir: Öznur Çınar

Leave a Reply