Kültür-Yaşam MANŞET

Teknoloji Bir Mesleği Daha Bitirdi

Fotoğraf: Betül Özdemir

Teknoloji, her geçen gün ilerleyerek insanların hayatlarını kolaylaştırsa da, Türk kültürünün önemli zenginliklerinden olan mesleklerin de bitmesine neden oluyor. Olumlu yanları insanların hayatlarını farklı yönlerde değiştirirken, olumsuz yanları ise geçmişten gelen değerlerin kaybolmasına neden oluyor. Bu değerlerden bir tanesi de yüncülük olarak dikkat çekiyor. Özellikle kültür kavramının bazı vazgeçilmez mesleklerini bir anda rafa kaldıran, el emeği, alın teri laflarında da anlam kayıplarına yol açan teknoloji, geçmişte evlenecek olan çiftlerin ihtiyaç listesinin birinci sırasında bulunan yün ve yüncülük mesleğini de hemen hemen bitirme noktasına getirdi. Kahramanmaraş’ın Tarihi Kapalı Çarşısı’nda 40 yılı aşkın bir süredir yüncülük mesleğini icra eden Cahit Kıraç, yüncülüğün dününü ve bugününü anlattı. Geçmiş yıllarda yünün dolar ile alınıp-satılacak kadar değerli bir ürün olduğunu ancak teknolojinin gelişmesi ve fabrikasyon ürünlerinin çıkmasıyla herhangi bir değerinin kalmadığını ifade etti.

Fotoğraf: Betül Özdemir

“ÜZÜLEREK DİLE GETİRİYORUM…”

Doğma büyüme Kahramanmaraşlı olduğunu söyleyen Cahit Kıraç, kardeşiyle birlikte bu mesleğe 1976’da başladığını belirtti. Asıl mesleğinin mutaflık yani dokumacılık olduğunu dile getiren Kıraç, dokuma sektörünü kapatıp yün işine başladığını anlattı. Yüncülüğün gelişen teknoloji ile birlikte bittiğini belirten Kıraç, “Yaklaşık bu mesleği 40 yıldır yapmaktayım. Artık bu mesleğinde eskisi gibi tadı tuzu kalmadı. Çok değil 5-10 seneye kalmaz gelişen teknoloji ile birlikte yüncülükte yerini yeni ürün ve diğer sektörlere bırakacaktır. Çünkü bu mesleğe başladığımdan itibaren ilk 15 yıl çok verimli geçti fakat daha sonrasında yukarıda da belirttiğim gibi yüncülük gelişen teknoloji ile mazi olmaya yüz tuttu. Bunu üzülerek dile getiriyorum fakat bu mesleğin gidişatı bu yönde” ifadelerini kullandı.

“İNSANLAR ESKİYİ, DOĞALI ÖZLÜYOR, O YÜZDEN UMUTLUYUM”

Zaman ilerlese de insanların eskiye doğru bir özlem güttüğünü dile getiren Kıraç, sözlerine şu şekilde devam etti, “Ama insanlar eskiye, doğallığa bir özlem duyuyor bu yönde bir eğilim gösteriyor. Benim düşünceme göre insanların kısa bir zaman içerisinde uzaklaştığı, yozlaştığı kültürüne, yatak kültürüne tekrar döneceğine inanıyorum. İnsanlar eskisi gibi yatıp dinlenebileceği, yazın serin tutan, kışın ise ısıtan yün yataklara dönmek isteyecek bunun akabinde de, tarihi uzun yıllara dayanan yüncülükde tekrar canlanacaktır.”

“ÇOCUKLARIMIZ BU MESLEĞİ DEVAM ETTİRMEZ”

Teknoloji çağıyla birlikte gelen hazır yatak sanayisinin yüncülük mesleğini bitirdiğine dikkat çeken Kıraç, satışların önceki yıllara oranla çok çok altında olduğunu artık fazla bir getirisinin olmadığını söyledi. İnsanların artık yüne çok fazla ihtiyaç duymadığını belirten Kıraç, “Ben ve benim gibi diğer meslek taşlarım belki de bu mesleğin son kuşağıyız bizler baba mesleğini devam ettiriyoruz ama bizlerin çocukları bu mesleği devam ettirmez bunun derdine dahi düşmez ki, düşmesinler de. Çünkü bu meslek artık öldü bir getirisi ekonomiye bir katkısı yok eskiden olduğu gibi. Çünkü insanlarda önceden kültüre bağlılık vardı bir kız çeyiz yapacağı zaman çeyizinde yün yataklar, dokumalar başta gelirdi ama günümüzde artık öyle değil” şeklinde konuştu.

 

Fotoğraf: Betül Özdemir

“KÖTÜ DAHİ OLSA İNSANLAR ALIRDI”

Eskiden yüne yoğun ilgi olduğunu, hatta kötü olsa bile insanların aldığına dikkat çeken Kıraç, “Eskiden bu kadar kaliteli urun bulmak zordu hatta imkansızdı. Fakat buna rağmen talep vardı, ürün kötü dahi olsa alırlardı. Şimdi ise yünün yüzüne bakan yok. Bir ürünün fiyatını arz talep belirler. Yünün kilosu 12 TL, kirli yünün kilosu 5-6 TL. Yün talep eden alanlarda zaten 3-4 kilo alıp işine bakıyor siz düşünün bundan ne kadar kazandığımızı. Bu sebeple fiyatlar çok uygun. Ama artık talep yok. Bu mesleği bırakmak istesek de bırakamıyoruz. Biz gözümüzü bu meslekle açtık bu meslekle de kapatırız. Çünkü başka zanaatımız yok. Şimdiye kadar dört çocuğumu ve ailemi bu meslek sayesinde geçindirdim fakat artık bu günümüzde mümkün değil” dedi.

“İNSANLARIN BEL AĞRISI YÜN KULLANMAMASINDAN”

“Allah’a şükür çocuklarım okudu okumayanlar da evlendi kendi yuvalarını kurdu” diyen Kıraç, yünün, yün yatakların faydalarını anlattı. Kıraç sözlerini şu şekilde tamamladı, “Ama bütün bunlara rağmen ben bu mesleğin tekrar canlanmasını isterim. Yün çok faydalı bir üründür. Günümüzde yüne talebi azaltan bir başka faktörde suni elyaflardır. Aslında insanlar bilmiyor şimdi önümüze çıkan, konuştuğumuz her insan belim ağrıyor yok efendim sırtım ağrıyor diyor. Yün yataklar hava sirkülasyonu yapar ve yaz aylarında serin tutar, terini alır insanı rahat ettirir. Elyaf ise bu hava akışını sağlamaz terini almaz insanı yakar. Bazen insanlara yünün fiyatı fazla geliyor ama bilmiyorlar ki yünün işçiliği çok zor yünün ısıtma özelliğinden dolayı yüne bir bardak su değse sabaha kadar yanar, küle döner fiziki değişime uğrar. Böyle söylediğimizde ise insanlara yalan söylüyormuşuz gibi geliyor. Abarttığımızı söylüyorlar. Önceden yünler, keçi kılları her şeyde kullanılırdı mesela bakliyatları muhafaza etmek için keçi kılından torbalar çuvallar dokunurdu ama artık bunlara ihtiyaç duyulmuyor. Toplumumuz önceden tüketim toplumuydu şimdi ise sahil toplumu haline geldi. Bu sebeple insanlar hem kültüründen yozlaştı hem de sağlığından oldu.”