Fakülteden Haberler Sağlık

Organ Bağışı Hayat Kurtarır

Türkiye’de organ bağışı verilerine bakıldığında ne yazık ki istenilen düzeye ulaşılamadığı gerçeği ile karşı karşıya kalıyoruz. Şu anda Türkiye’de 26 binin üzerinde insan organ bağışı bekliyor. Organ nakline ihtiyaç duyan hasta sayısı her yıl artıyor ve yılda 6.000 hasta böbrek bulunamadığı için ne yazık ki hayata gözlerini yumuyor. 2012 verilerine göre akciğer bekleyen hasta sayısı 4 iken, 2014 yılı Kasım ayı itibari ile bu sayının 39’a yükseldiği görülüyor. Yine aynı şekilde 2012 yılında organ nakli bekleyen hasta sayısı 15.530 iken bugün bu sayı 25.361 olarak karşımıza çıkıyor. 78 milyon nüfusa sahip olan Türkiye’de 2015 yılında sadece 3 bin 204 böbrek nakli gerçekleştirildiğini görüyoruz. Dünya’da organ nakli konusunda farkındalığa sahip İspanya, 47 milyon nüfusu ile her 1 milyon nüfus başına 40,2 kadavra bağışçı sayısı ile liderliği elinde tutuyor.

Ülkemizde organ bağışı yapılmamasının altında yatan en büyük sorun, yanlış bilgilendirmeler ve bilgi eksikliğinden kaynaklanıyor. Halkın bilinçlendirilmesinin önemine işaret eden Prof. Dr. Alihan Gürkan, organ bağışı ve nakli konusunda doğru bilinen 10 yanlışı şöyle sıralıyor:

1-Kişilerin kan grupları farklıysa nakil yapılamaz! Yanlış: Kişilerin kan grupları farklı olsa da nakil yapılabiliyor. Ancak şunu akılda tutmak gerek; bu yöntem oldukça pahalı ve riski daha yüksek. Bu nedenle başka çözüm yollarının uygulanamadığı durumlarda, son çare olarak başvurulması gerekiyor. Asla rutin olarak kullanılmamalı, kan grubu uyumu her zaman zorlanmalı.

2- Organ naklinde doku uyumu şart! Yanlış: Doku uyumu tercih edilmekle birlikte, organ naklinde şart değil. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki; hayatını kaybetmiş bir kişiden alınan böbrek yüzde yüz uyumlu olsa bile, canlıdan alınan hiç uyumsuz böbrek ile karşılaştırıldığında yine de canlıdan alınan böbrek daha iyi çalışıyor. Bu da doku uyumunun çok gerekli olmadığının bir göstergesidir.

3 – Organ naklinde uyum için cinsiyet faktörünün bir etkisi var mıdır? Hayır. Kesinlikle böyle bir kısıtlama yok.. Her iki cinsten kişiler rahatlıkla karşılıklı bağış yapabilirler.

4- Çocuklara büyüklerden böbrek nakli yapılamaz Yanlış: Dünyanın en küçük canlı alıcısına International Hospital’da erişkin vericisinden böbrek nakli yapıldı. Biz bu sınırı çocuklarda 7,5 kg’a kadar çektik. Bu nedenle her anne baba çocuğuna böbrek bağışında bulunabilir.

5- İnsan tek böbrekli kalırsa uzun yaşayamaz Yanlış: Çok sayıda böbrek vericisi uzun dönem izlenmiş ve bu kişilerde yaşamlarını değiştirecek olumsuz bir etki görülmemiş. Batılı ülkelerden yapılan yayınlar bunu açıkça gösteriyor. Bu nedenle 30 yaş üzerindeki herkes rahatlıkla böbreğini verebilir.

6- İki farklı ırktan insan arasında yapılan nakil başarılı olmaz Yanlış: Böbreğin dini, dili, ırkı, mezhebi ve rengi olmaz! Siyahilerdeki böbrek siyah değil, pembe renktedir.

7- Kadavradan alınan böbrek uzun yaşamaz Yanlış: Kadavradan alınan böbreklerin çalışması canlı vericilerinkine göre daha geç olmasına karşın, yine de böbrek kaynağı olarak beyin ölümü gerçekleşmiş kişilerin organları tercih edilmelidir. Çünkü beyin ölümü gerçekleşmiş kişilerden alınan böbrekler, uzun yıllar canlı vericiden alınmış böbreğe yakın fonksiyon gösterirler.

8- Yüksek tansiyon hastasından ve hepatit B taşıyıcısından böbrek alınmaz, nakil yapılamaz Doğru/Yanlış: Yüksek tansiyon tanımı iyi ortaya konmalı. Eğer tedavi gerektiren bir yüksek tansiyon varsa, kişi böbrek bağışçısı olamaz. Alıcı aşılı ise Hepatit B olan birinden böbrek alabilir. Bu kurallar hastaya göre değişebilir, katı değildir.

9- Kalp ve diyabet hastalarından böbrek alınabilir Yanlış: Diyabet hastaları böbrek vericisi olamaz. Çünkü zaten kendi hastalıkları, böbrek fonksiyonlarını bozuyor. Bu kişilerin böbreklerinden birini vermeleri söz konusu değil.

10- Obezlere, çok şişmanlara yapılan nakil başarılı olamaz Yanlış: Elbette bir hekim olarak genel sağlığını koruması için kimsenin fazla kilolu olmasını istemeyiz. Ancak böyle olması da nakle engel bir konu değildir. Sadece verecek kişileri, ekip olarak, operasyon öncesi ve sonrası kilo vermeleri konusunda uyarıyoruz.

Türkiye’de ilk organ nakli 1968 yılında Türkiye Yüksek İhtisas Hastanesinde Dr. Kemal Beyazıt tarafından yapılan kalp nakliyle, ilk böbrek nakli ise 1975 yılında Dr. Mehmet Haberal ve ekibince Hacettepe Üniversitesi Hastanesi’nde bir anneden oğluna yapılan nakil ile gerçekleştirildi. Dr. Mehmet Haberal ve ekibi 1978 yılında ülkemizde kadavradan ilk böbrek naklini ve 1988 yılında ilk karaciğer naklini gerçekleştirmiştir.

Ülkemize organ nakillerinde başarılı sonuçlar alınmasına rağmen hala en büyük sorun olarak karşımıza kadavra bağışlarının yetersizliği çıkıyor. Kadavra ve canlı vericiden şuana kadar toplam 4.552 kişiye organ nakli yapıldı ancak bu nakillerin yaklaşık yüzde 90’ı canlı verici, yüzde 10’u ise kadavra vericiden oldu. Organ bağışı konusunda bilinçli bir ülke olan İspanya’dan yine örnek verecek olursak; hastanın beyin ölümü gerçekleştiğinde aileye teklif götürüldüğünde yüzde 85’in üstünde bağış için onay alınıyorken, Türkiye’de ise önüne hala geçilemeyen organ bağışı hakkındaki bilgi eksikliğinden dolayı bu oran sadece yüzde 23 oranında gerçekleşiyor.

Sağlık Bakanlığı’ndan alınan verilere göre; son 5 yılda beyin ölümü gerçekleşen 8.601 hastanın sadece 2.045’inin organları nakil edilmiş. Türkiye’de 2015 yılında beyin ölümü gerçekleşen 1.969 kişiden sadece 472’sinin ailesi organ bağışını kabul etmiş.

Bugün, organ bağışı konusunda insanlara yeterli bilinçlendirme yapılmadığı için organ bekleyen 25.361 hastanın yaşama sevinci elinden alınıyor. Organ naklinin gerekliliği ve önemi açısından farkındalık yaratmak amaçlı bu bilgilendirme, 15 Aralık 2016 tarihinde böbrek yetmezliğine bağlı nedenlerden kaybettiğimiz arkadaşımız, Fakültemiz Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü birinci sınıf öğrencisi Merve Durmuş’la yaşadığımız acının tekrarlanmaması ve böyle kayıpların önüne geçilmesidir. Merve on yıldır boğuştuğu böbrek yetmezliği hastalığına uygun donör bulunamaması ve mücadele ettiği mikrobik rahatsızlıklardan dolayı Perşembe günü (15 Aralık)sabah saatlerinde aramızdan ayrıldı. Fakat ülkemizde bu ve bu gibi organ nakli gerektiren hastalıkların tedavisi mümkün iken çok sayıda hastamızı kaybetmemizin tek sebebi yeterli organ bağışının olmayışıdır. Bir bakıma kaybettiğimiz yüreği güzel arkadaşlarımızın sorumluları bizleriz. Bu sebeple organ bağışına gereken önemin verilmesi ve bu gibi rahatsızlıklardan tedavi gören insanlara manevi anlamda da gereken ilginin gösterilmesi olası onlarca kaybın önüne geçilmesi için şarttır. Bir arkadaşımız için daha geç olmadan harekete geçelim. Unutmayalım ki organ kadar moral de hasta insanlar için çok önemli bir ihtiyaçtır. Peki kimler organ bağışı yapabilir? En büyük hatamız kulaktan dolma sözlere araştırmadan inanmaktan kaynaklanıyor. Bu yüzden yapmamız gerek şey; organ bağışı hakkında bilgilendirmeyi çevremize doğru yapıp, onların kendi kararlarını vermelerini sağlayabilmekten geçiyor. Akli dengesi yerinde olan ve 18 yaşını doldurmuş kişiler, iki tanık eşliğinde organ bağışı yapmak istediğini sözlü olarak beyan ettikten sonra bir hekime onaylatması gerekmektedir. Bunun için en yakın sağlık kuruluşuna başvurarak “Doku ve Organ Bağış Belgesi”ni alabilirsiniz.

UNUTMAYIN! Türkiye’de organ nakli bekleyen 25.361 hasta bulunuyor. ORGAN Nakli Vakfı’nın güncel istatistik verilerine göre şu anda:

Organ nakli bekleyen 25.361 kişi
Toplam gönüllü bağışçı sayısı 209.568
2016 yılında gönüllü bağışçı sayısı: 34.068
30 Ekim 2016 tarihi ile başarılı nakil sayısı ise 3.946 olarak güncellendi.