Giresun Üniversitesi’nde Küresel İklim Krizi Konferansı düzenlendi

Giresun Üniversitesi, Şehit Ömer Halis Demir Konferans Salonu’nda Prof. Dr. Yusuf Demir tarafından ‘’Küresel İklimin Su ve Tarıma Etkileri’’ konferansı düzenlendi. Konferansta suyun önemi, geçmişten günümüze kullanımı, tarıma etkileri anlatılarak suyun önemi hakkında farkındalık oluşturuldu.

22 Mart Dünya Su Günü kapsamında suyun önemine dikkat çekmek ve suyun doğru kullanımı için Giresun Üniversitesi Şehit Ömer Halis Demir Salonu’nda ‘’Küresel İklimin Su ve Tarıma Etkileri’’ başlığı altında, 19 Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama/Biyosistem öğretim üyesi Prof. Dr. Yusuf Demir konferans düzenlendi. Konferansa rektör yardımcıları, dekanlar, öğretim görevlileri ve birçok öğrenci katıldı. Konferansta suyun önemi, birçok ülkenin su fakiri olduğu, bu şekilde giderse gelecek yüzyılda ülkeler arası göçlerin su kıtlığı yüzünden daha da artacağı, dünyanın ekosisteminin tamamen değişip kıtlığın baş göstermesine neden olacağı dile getirildi.

Yağış rejiminin tarıma etkileri

Prof. Dr. Demir, yağış rejiminin tarıma etkilerini şu şekilde belirtti: “Kuraklığı tarif ederken sadece yağmurun yağmaması diye tarif etmiyoruz. Kuraklık aynı zamanda düzensiz yağışlardır. Türkiye’de belirli periyotlarla yağış olsa da son yıllarda bu büyük değişiklik göstermiştir. Yani yağması gereken dönemde yağmaması, yağmaması gereken dönemde de yağmurun yağmasıdır. Bir haftada yağması gereken yağmurun bir günde yer yüzüne düşmesidir. Tabi bunun sonucunda sel, su taşkını gibi doğa olayları oluyor ve tarımı da etkiliyor. Örneğin kar yağışı olmadığında yer altı suları beslenemiyor, beslenemediği için de tarımsal sulamada ihtiyaç olan su kaynaklarımızda ve barajlarımızda sıkıntı oluyor. Aynı zamanda yer altından alınan suyla sulanan tarımsal araziyi etkiliyor. Bir taraftan bitkilerin yetişmesi için gereken su doğal yollarla sağlanamayınca suni sulama ile verebiliyoruz. Burada dikkat etmemiz gereken husus; tarımda bilinçli olmamız ve sulamada tasarruf sağlayan gelişmiş sistemler kullanmamızdır.”

“Küresel iklim değişikliğini engellemek için yenilenebilir enerji kullanılabilir”

Yaşanılan küresel iklim değişikliği için Demir, “Kâinatın ve evrenin yaratılış sürecini de iyi bilmemiz gerekir, bakıldığı zaman dünya her zaman farklı krizlerle karşı karşıya kalmıştır. Yaşadığımız evre ısınma evresidir. Isınma evresinde yaklaşık son yüzyıllarda felaketleri çok görmüyoruz ama insanoğlu özellikle sanayileşme, petrol, kömür gibi yenilenemez enerji kaynakları ile doğa ve çevreye verdiği tahribat çok fazla olmaya başlamıştır. Yüzyıllardır artan etki, atmosferde bulunan karbondioksit seviyesi dediğimiz seviye 13.003, 10.004, 10.005’lere kadar çıkmaya başladı. Bu da dünyamızı olumsuz etkilemekte ve küresel iklim değişikliğine götürmektedir. Bu bağlamda güneş, rüzgar ve hidrolik enerjisi gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmemiz gerekmektedir” diyerek çözüm önerilerine değindi.

Türkiye su bakımından hangi durumda ve komşu ülkelere oranla durumu nedir?

Prof. Dr. Demir, Türkiye’de ve komşu ülkelerdeki su durumu hakkında, “Türkiye’nin içinde bulunduğu Akdeniz kuşağı son yıllarda ciddi anlamda su krizi yaşayan bir bölgedir. Akdeniz coğrafyası içerisinde su kaynakları açısından Türkiye kendisine yeten bir ülke olarak görülmektedir. Suriye, Irak ve İran su bakımından bizden çokta fakir değiller ama bakıldığında son yıllarda su krizi yaşamaya başlamışlardır. Bunlar haricindeki komşu ülkeler ise su ihtiyacını karşılamaktadır. Bu doğrultuda Türkiye’den çıkıp dış ülkeleri besleyen Fırat ve Dicle çok önemlidir ve su kıtlığı yüzünden ülkeler arasında zaman zaman sorun çıkmaktadır. Sonuç olarak suyun doğru kullanılması, sahip çıkılması, doğru anlatıp, sürdürülebilir şekilde kullanılması ve geleceğe aktarılması gerekmektedir. Her ne kadar dünya yıllar içinde çeşitli iklim zorluklarıyla karşı karşıya kalsa da insanoğlu sanayinin gelişmesiyle son yüz yılda dünyaya büyük zarar verdi. Bunun en büyük zararını gelecek nesil ödeyecektir. Bunun olmaması için bir damlanın dahi koruyarak gelecek nesillerimize yaşanabilir bir dünya bırakmalıyız. Bilinçli toplum, yaşanabilir bir gelecek inşa eder’’  diyerek konuşmasını bitirdi.

Konferans rektörlük tarafından verilen teşekkür plaketiyle son buldu.

Haber: Tevrat Güner – Önder Kamalak