İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, Karadeniz’de 3 ili ziyaret ederek halk buluşmaları gerçekleştirdi.
Trabzon, Giresun ve Ordu illerini ziyaret eden Ekrem İmamoğlu, her ilçede yoğun bir sevgiyle karşılandı.
İmamoğlu, Giresun’da yaptığı mitingde şu açıklamalarda bulundu:
“Çok Güzelsin Giresun”
“Hani insan evine gelir; şöyle bir rahatlar, ayaklarını uzatır, içi huzur dolar, keyifli olur. Ben şu an Giresun’da evimdeyim. Mutluyum. Huzurluyum. Keyifliyim. Her ilçesi ayrı bir güzel. Dağı, yaylası, bahçesi, denizi, o güzelim fındık tarlaları… Çok güzelsin Giresun. Bu güzel şehrin güzel insanları, sizlerle birlikte olmaktan çok keyif alıyorum.”
“Giresun’un Gençlerine, Örnek bir Ekrem Abileri Olacağım”
“Gençlerle ayrı bir bağım var. Diyorum ki: Karadeniz’de yetişen, büyüyen, okullar okuyan o güzel gençler… Şöyle baksınlar, desinler ki : Bu Ekrem Abimiz bizi hiç üzmüyor. Bize güzel örnek oluyor. Ben onların annelerine, babalarına, büyüklerine söz veriyorum. Giresun’un çocuklarına, gençlerine örnek bir Ekrem Abileri olacağım. Hiç kuşkuları olmasın.”
“Önce, Ailene Mahcup Olmayacaksın”
“Trabzon’da doğdum. Bu güzel coğrafyanın güzel insanlarıyla beraber büyüdüm. Dolayısıyla beslendiğim yerdir Karadeniz. Bana bu yörenin insanları sorumluluk verdi. Dedi ki: Önce ailene mahcup olmayacaksın. Ailenin geçmişine örnek olacaksın. Sonra doğduğum topraklar olan Karadeniz’e mahcup etme. Elbette ben İstanbul’un Büyükşehir Belediye Başkanıyım. Ben hem İstanbul’uma hem de bu güzel cennet vatanın insanına mahcup olmak istemiyorum.”
“Kendimi 31 Mart Öncesinden Fazla Güçlü Görüyorum”
“Değerli dostlarım, bir seçim yaşadık. 31 Mart’ta İstanbul’da seçim yaşadık. Ben bu bayramda aktif görevde olarak Karadeniz’i gezmek istemiştim. Ama nasip olmadı. Bir avuç insan, Türkiye’nin demokrasisine sıkıntı verdi. İnsanlarımıza ve geleceğimizdeki seçimlere, demokrasimize darbe vurdular. Ama ben yine seçilmiş bir belediye başkanı olarak dedim ki: Git kardeşim, gez Karadeniz’i. Köyüme gittim, aile büyüklerime dua ettim. Annemle, babamla, kardeşimle beraber doğduğum evi ve köyümdeki insanlara dedim ki: Hakkınızı helal edin. Her birinizin bende emeği var. Herkesin. Dolayısıyla 23 Hazirana koşarken, şu anda kendimi 31 Mart öncesinden fazla güçlü görüyorum.”
“Ahlaklı Siyaset Yapacağız”
“Değerli hemşehrilerim, ben siyasete ilk çıktığım günden itibaren dedim ki: Ahlaklı siyaset yapacağız. Siyaset bu ülkede ahlaklı da yapılıyormuşu ben milletimize ispat edeceğim. Bu seçim sürecinde tek bir gün kötü söz konuşmadım. Konuşmayacağım. Sizler, beni televizyonlarda izlerken, konuşmalarımı dinlerken; çocuğunuzun kulaklarını kapatmasını istemeyeceksiniz. Diyeceksiniz ki: Gönlüm rahat size bunu ispat edeceğim.”
“1800 Günde Ben Onları Deli Edeceğim”
“Birileri kötü sözü gelenek haline getirmiş. Birileri, işi gücü bırakmış, benimle uğraşıyor. Şimdi bakın size söyleyeyim: Seçildim. 18 gün görev yaptım. 18 günde bile İstanbulluya hizmet ettim. Şeffaf, akılcı bir yönetim olduğumuzu ispat ettim.Artı gençlerin hayatını kolaylaştırdım. İnsanların, hayatı daha uzuz yaşaması için adımlar attım. Bu arkadaşlar 18 günlük işlerimi görünce birazcık çıldırdılar. Size bir şey söyleyeyim mi? 18 günde çıldırdılar ya! Size söz veriyorum. 1800 günde, 5 yılda ben onları deli edeceğim. Akılları şaşacak.”
“Yüzümü Size Döneceğim”
“Yahu, efendim neymiş? Ekrem’in soyu sopu. Benim ailemin kim olduğunu ben biliyorum. Benim ailemi Trabzon’da da tanırlar. Görele’de, Giresun’da da Ordu’da tanırlar. Türkiye’de tanırlar. Kim olduğumu herkes bilir. Efendim, Yunanmış, Pontusmuş. Size bir şey diyeyim mi? Allah akıl versin hepsine. Ben onların, bu yürüdüğü akılsız yola girmeyeceğim. Hep sırtımı döneceğim. Yüzümü kime döneceğim, biliyor musunuz? Size. Şimdi, bu arkadaşlar iş yönetemiyor ya, sizlere bir şey anlatamıyor ya ! Efendim, uydurma işler. Terör örgütleriyle bağlantısı varmış. Öyle laflar kullanıyorlar ki, terörist vs. Üzülüyorum. Bu iftira, bu yalan konuşma huyu kötü bir şey. Bir başladı mı böyle gider.”
“Milletimin Değerlerini İyi Bilirim”
“Dün birisi Trabzon’da diyor ki: Terörün kucağında. Valla, ben bir tek anamın kucağını bilirim, dedim.Bir de milletimin değerlerini iyi bilirim. Nedir onlar? Ben, bir şehre hizmet edeceğim: İstanbul’a. Bu şehre hizmet ederken elbetteki o şehrin çıkarlarını, ihtiyaçlarını, projelerini, çocuklarını, gençlerini, kadınlarını mutlaka ve mutlaka düşünen projeler anlatacağım. Ama bir de bağlı olduğum değerler var. Nedir? Türkiye’min o güzelim Misak-ı Milli sınırlarına, bu güzel ülkenin bayrağına, havasına, suyuna, doğasına, ülkenin kuruluş değerlerine, Cumhuriyete, demokrasiye… Bu milleti bir arada tutan Misak-ı Milli duygularına, onun komutanlarına, askerlerine, benim dedeme, sizlerin dedelerine, Topal Osman’a, hepsine! Bir şey söyleyeyim mi? Şu güzel çocukların kalplerindeki sevginin, dünden bugüne gelip yarınlara yürümesi için en büyük temeli atan, en büyük hizmeti veren, bu ülkenin tek lideri: Mustafa Kemal Atatürk’e. Ben bu ülkenin değerlerine bağlı bir insanım. Ve, öyle kalacağım. Ben, bu güzel, pırıl pırıl çocuklarıma hizmet edeceğim. Onların güzel kalplerine ve zihinlerine; güzel şehrim İstanbul’da hizmetler sunarak güzel bilgiler vereceğim. Onlar; akılla, bilimle İstanbul şehrine tutunacaklar. Ve bu ülkenin geleceğine hizmet edecekler.”