6 Şubat 2023 saat 04.17 sularında gerçekleşen Kahramanmaraş merkezli iki deprem Türkiye’yi derinden sarstı… Hem maddi hem manevi açıdan sarsıntıları gören AFAD ekipleri, askeri personel çalışanı ve depremzedeler yaşadıklarını anlatmakta güçlük çektiler.
6 Şubat günü meydana gelen 7,7 ve 7,6 şiddetindeki Kahramanmaraş merkezli depremler “yüzyılın afeti” olarak anıldı. Bir doğa olayı olan deprem, şiddetiyle büyük enkazlar yarattı. Depremin yıkımları oldukça fazlaydı. Hava şartların kötü olmasıyla beraber depremzedeler, AFAD ekipleri ve askeri personel oldukça zor süreçlerden geçtiler ve bu süreçler halen devam etmektedir.
Depremin Kahramanmaraş- Hatay Antakya fay hattı üzerindeki geniş bölgede ağır hasarlar bulunmakta. Hasarları en aza indirmek ve depremzedelere yardım edebilmek adına AFAD ekipleri olayın yaşandığı andan itibaren sahalarda görev almaktadır. Bu zorlu görevi yerine getirirken hem maddi açıdan hem de manevi açıdan etkilenmişlerdir. AFAD merkezinde görev alan ve deprem bölgesinde 6 Şubat tarihinde intikal eden E.G.(35) 14 gün boyunca yaşadığı zorlu süreci bize aktardı. Depremzedelerin sıkıntılarından söz eden E.G. afetin ilk saatlerinde temel ihtiyaçlar doğrultusunda sıkıntı çektiklerini ve taleplerini AFAD ekiplerine söylediklerini belirtti.
Depremin 3. günü tırlarla birlikte afetzedelerin ihtiyaçları karşılanarak temel ihtiyaçlarını görüldüğünü ve çadır gibi önemli bir ihtiyacın karşıladığını söyledi. E.G. afetzedelerin yardımlarının çözülmesinde milletimizin çok büyük katkısı var, onların yardımı ile ihtiyaçlar çok kısa bir sürede tamamlandı, millet olarak el birliğiyle yapmış oldukları çalışmalar sayesinde gıda ve barınma yardımı büyük ölçüde karşılandığını söyleyerek milletimizin dayanışmasında vurgu yaptı.Depremzedeler ile birlikte aynı sıkıntı ve sorunları yaşayan AFAD ekiplerinin ihtiyaçlarının karşılandığını belirten E.G, zorlayan durumların üstesinden gelebilmek adına şu sözleri
söyledi: “Afet sürecinin ilk saatleri kriz evresidir. Kriz sürecinin yönetmek zordur, hele bir de afet olunca zorluk daha da katlanır. Rasyonalist düşünme, sakin kalma, liderlik, anlayış, sabır gibi birçok değer sayabilirim… Bunlar ön plana çıkarsa rüzgâr sizin tarafınızdan eser” .
Deprem sonrası hatlarda yoğunluk ve kopukluk yaşanmıştı. Bu kopukluk ve yoğunluk içerisinde AFAD ekipleri merkezinde görev alan E.G. hiçbir sıkıntı çekmediğini dile getirdi, fakat zorluk çeken diğer AFAD ekiplerinin bulunduğunu söyledi. İletişim sorunu yaşayan ekipler depremin ikinci ve üçüncü günü iletişim sorununu çözdüklerini ve artık sıkıntı çekmedikleri belirtti.
Herkes AFAD görevlisi olabilir mi?
Görevli için istenilen bazı şartlar bulunmaktadır, bu alana ilgili ihtisasa sahip olmak, belli bir sınav ve mülakat puanı gerekmektedir. Gönüllü AFAD ekibi olabilmek için ise üç akrediteden oluşmaktadır. Temel AFAD, destek AFAD ve uzaman AFAD. Temel AFAD altı çevrimiçi eğitimden oluşmaktadır. Destek AFAD beş günlük saha eğitimlerini kapsamaktadır. Uzman AFAD ise altı uzun soluklu bir eğitim programını içermektedir.
Deprem olduğu sırada birçok haberin ortaya çıkmasıyla beraber yardım için Türkiye’nin her yerinden deprem bölgelerine gidildi. Yardım içinde gitmiş olsalar birçok kişi orda ayak bağı olarak bazı işlerin yavaşlamasına sebebiyet verdi. AFAD eğitimleri almadan giden birçok kişi yardım edemediğini görerek tekrar yaşadıkları yere dönmüşlerdir. Deprem esnasında yardım kadar arama kurtarma ekiplerine gönüllü olarak katılan vatandaşlarımızda bulunmaktaydı. Arama kurtarma ekiplerine bilinçsizce katılan kişiler oradaki her saniyenin önemini anlayarak bilgili kişiler ile koordineli bir şekilde ilerlediler.
AFAD görevlileri ile askeri personel koordineli bir şekilde ilerledi ve bu ilerleme sonucunda deprem bölgesindeki durumlara hızlı müdahale edilmeye çalışıldı. Askeri personellerin görevleri kadar yaşadığı, şahit olaylar oldukça zorluydu. Bu zorlukları E.G. şu şekilde aktardı:
E.G afetzedeler için yardıma gelen kişilerin olduğunu belirtti ve AFAD’ın öncesinde altı çevrimiçi eğitimi ve beş günlük saha eğitimleri alan gönüllerin bölgeye intikali destek noktasında faydalı olduğunu söyledi.
Depreme anında evinde olan Hatay Antakya sınır radar görevlisi Teğmen (TGM) C.K.(28) şahit olduğu olayları ve depremde üstlendiği görevleri üç aşamada anlattı. İlk görevimiz depremzedeleri enkaz ve göçük altından sağ salim çıkarma, ikinci olarak halkın can sağlığını, mülkiyetini korumak ve depremzedeleri farklı illerde olan yurt ve otellere tahliyesini sağlamak olduğunu belirten C.K. sözlerine devam etti. Askeriyenin deprem bölgesinde hasar almamış kışla ve koğuşlarını boşaltarak deprem zedelerin bu koğuşlara yerleştirildiğinden bahsetti ve ekledi Deniz kuvvetleri koğuşlarına 4.000, Kara kuvvetleri koğuşlarına da 10,000 sivil halkın yerleştirildiğini; askeri anlamda deprem zedelerin ihtiyaçlarının karşılandığını belirtti.
Deprem bölgesinde AFAD ve Askerler farklı birimler olmasına rağmen belli bölgelerde birbirlerine yardımcı olunduğundan bahseden C.K. deprem alanının büyük olduğundan dolayı 1. ve 2. günü personel sayısının yetersizdi fakat farklı bölgelerden askerlerin deprem bölgesine intikaliyle birlikte yeterli birlik sayısının sağlandığını belirtti.
Deprem bölgesindeki yağmalama ve hırsızlık olaylarına şahit olduğunu ve 50’li den fazla hırsızlık olaylarını önlediğini belirten C.K. Jandarma, Polis, Türk silahlı kuvvetleri deprem anından 3,4 gün sonra insanların can ve mülkiyetleri güvence altına alındığını söyledi.
Bölgedeki iletişim sorunu hakkında askeri anlamda genelde bir iletişim hususunda hareket merkezli bir sistem olduğundan ötürü telsiz kullanıldığı ve bundan ötürü iletişim aksaklığı yaşanmamıştır. Cep telefonlarında ise C.K. Türk Telekom’un deprem bölgesinde bir nebze iyi çektiğini belirtti.
Depremin etkileri herkesi sarstı
Deprem bölgesinde fazla mesai saatlerinin zorluklarından bahseden C.K. 48 saat uyumadım, beslenme ve barınma faaliyetlerine gerekli zamanı ayıramamamız bizi zorladı fakat askeri personel olduğumuzdan zorluklara göğüs gere biliyorduk; halkımızın refahı için her türlü zorluğa razıyız dedi.
İnsanların deprem anındaki ve kendi psikolojisinden bahseden Ç.K. depremzedeler, yakınlarını değer verdiği insanları kayıp etti. Bu acı tarif edilemeyecek bir acı, kelimelerin kifayetsiz kaldığını söyleye bilirim dedi. Asker olmamdan dolayı birçok ölüme şahit olsam da kendi insanlarımın bu zorluklara maruz kalmaları beni de etkiledi. Fakat askeri psikolojide olduğumuzdan dolayı sivil halkın etkilendiği kadar etkilenmedik dedi.AFAD ekipleri ve askeri personelin yanı sıra en çok olaylara şahit olan depremzedeler oldu. Depremzedelerin yaşadığı olaylar, yaşadıkları hem maddi hem de manevi kayıplar, yaşadıkları korkular… Bunlar gibi birçok acıya şahitlik eden M.D.(21) bize olayları gördüğü kadarıyla aktardı. Hatay Antakya da yaşayan M.D. ise deprem anında ailesiyle birlikte yaşamış oldukları korkudan bahsetti. Deprem anında evdeki güvenli alanlar sığındık diyen M.D. evimiz 5 katlı ilk depremde hasar almayan evden çıkmalarının zor olmadığından bahsetti. Kapıları açılmayan, sıkışan komşularının yardımına koştuğunu, enkaz altından kalan yakınlarını kendi imkanları ile çıkardığını, arama kurtarma çalışmaları yapılmayan daha hâlâ yakınlarının cenazelerini alamayan birçok insanın olduğundan söz etti. Depremde Kuzenimi, Eşini, çocuklarını ve akrabalarını kayıp ettiğini bildirdi. İletişimden kaynaklı sıkıntılar yüzünden yakınlarından haber alamayan M. D. deprem sonrası ilk olarak boş alanlarda kaldı. Ve kişisel ihtiyaçlarını karşılayamadığını daha sonra ise köyde az hasar olduğundan köyde yaşayan yakınlarının yanında çadır kurduklarını ve zaman sonra hasar almayan yakınlarının evlerine girdiğini aktardı.
Deprem bölgesinde ihtiyaç eksikliği
Depremin devam etmesi, marketlerdeki teknolojik aletlerin yağmalanması, yakınlarının evlerinin yağmalanması, market sahiplerin ve esnafın fahiş fiyatlar uygulaması, ellerindeki malları satmak istememeleri, depremzedelerin evindeki eşyalarını alamamaları gibi etmenler yaşamış oldukları zorlukları arttırdı.
Bölgede enkaz yığınının yoğun olmasından kaynaklanan ulaşım sorunu yardımlarında geç gelmesine sebep olmuştur. Herhangi bir ihtiyaçlarının karşılayamadıklarından dayanılması zor anlara şahit olduğunu beyan etti. Psikolojik olaraksa atlatamadığı durumu şu sözlere dile getirdi. “Oturduğum yerde ufak bir sarsıntı olsa deprem olduğu hissiyatına kapılıyorum. Aynı şeyleri tekrar yaşayacakmış ve yakınlarımı, değer verdiğim insanları kaybedeceğimi düşünüyorum. Uyuduğum zaman bazen sıçrayarak uyanıyorum” dedi. Depremden 3,4 gün sonra AFAD, vakıflar, bazı büyük şehir belediyeleri, yardım severler tarafından; Gıda, sağlık, çadır, kişisel ihtiyaç ve iletişim yardımlarından faydalandıklarını belirtti.
Yapılabilirdi, yapılması gerekti
Arama kurtarma çalışmalarına daha erken başlana bilirdi. Yardımlar ihtiyaç sahiplerine daha erken ulaşa bilirdi.
Depremin Üzerinden zaman geçmesine rağmen barınma, beslenme ve su sorunları fazlaydı bu gibi sorunlara daha erken çözüm üretile bilirdi.
Mobil servislerde iletişim sorunu olmasaydı belki de enkaz altındaki insanlara ulaşıla bilirdi. Yapılan konutlar layığıyla denetlenseydi, depremden önce alınması gereken önlemler alınsaydı halkımız bu tür unutulmaz zorluklarla, acılarla karşılaşmaz, bu tür ihmallerden dolayı ölmezdi.
Muhabirler: Hüsna ÖZDEN – Doğan Can ÇELENK