anasayfa MANŞET SÖYLEŞİ

‘’ ağacın yeşiline değil, doların yeşiline bakıyorlar’’

Çağla ÖZTÜRK

Kahramanmaraş CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Milletvekili Ali Öztunç’la bir söyleşi gerçekleştirildi.

 Kahramanmaraşlı olarak sizce Maraş’ın en büyük sorunu nedir ?

Maraş’ın çok sorunu var ( net bir şekilde ). En büyük sorunu nedir ? Yani bir defa çevre sorunu çok ciddi Maraş’ın. Aksu çayı kirli akıyor, Afşin-Elbistan termik santrali zehir saçmaya devam ediyor. Çevre konusunda bir duyarlılık yok. İkinci olarak belediye çalışmıyor. Başarısız bir belediye yönetimi var maalesef (üzülerek). Köy yolları hala yapılabilmiş değil. Sıkıntı ordan kaynaklanıyor. İşsizlik sorunu hat safhada. Ekonomik kriz gerçekten büyük sorun haline gelmiş durumda. Çözüm içinde çalışıyoruz uğraşıyoruz.

Bildiğiniz üzere Afşin- Elbistan termik santrali var. Termik santralinin hala bir filtre takmaması hakkında ne düşünüyorsunuz? Buna bir zorunluluk getirilmesi gerekmiyor mu sizce ?

Zorunluluk var zaten. Yasa ile çıkartıldı ama takmıyorlar.

Peki bir cezası var mı ?

Evet var. Ufak bir para cezası, şirket veriyor geçiyor gidiyor ama Afşin’de Elbistan’da  insanların tepesinden aşağı zehir saçılmaya, kül yağmaya devam ediyor. Kar değil, siyah kar yağıyor. Dünya’nın hiçbir tarafında siyah kar yoktur. Afşin’de Elbistan’da vardır. İnsanlar kanser oluyorlar. Ve maalesef filtre takılmıyorlar. Taktıklarını iddia ediyorlar Ama takmıyorlar. Az önce ben plan bütçe komisyonunda çevre ve şehircilik bakanına bir kez daha söyledim. Filtre yok fitre var diye yalan söyleniyor umurlarında değil. Yaklaşık 300- 350 bin insanın hayatları önemli değil, sadece paraya bakıyorlar. Doların yeşilini seviyorlar ağacın yeşilini değil. Maalesef.

Bir gazeteci olarak milletvekili olmanın avantajları ve dezavantajları nelerdir ?

Avantajı çok fazla çünkü gazeteci, siyasetle ilgili insanlardır. Okuyan bir insan demektir. Siyasete girdiğin zaman algın daha yüksek olur. Haberin ne olduğunu bildiğin zaman, haberin ne olacağını da bilirsin. Ona göre davranırsın ona göre konuşursun. Gazetecinin halkla ilişkileri iyidir. Hem eğitiminden hem de yaptığı meslekten kaynaklı. Halkla ilişkileri iyi olan insanlar da siyasette başarılı olur. Avantajı budur. Dezavantajı çok bilmektir. Çok bildiği zaman insan biraz sıkıntıya girer. Ama siyasette avantajlı bir durumdur. Hele hele siyasi bir gazeteciysen ki ben parlamento muhabiriydim o yüzden de avantajım zaten meclisi tanıyordum zaten kanunları biliyordum. Çok avantajı oldu bana.

Kanal D ve Show TV Kanallarında çalıştınız. Siyasetle ilgili haberlerde kanallar arasında bir farklılık oluyor mu ?

şöyle oluyor tabi olmaz olur mu siyasi iktidara çalıştığın kurumun bakış açısı çalıştığın gruba göre etkileniyor. Ah haber ile çalışmakla FOX ile çalışmak arasında fark var. Gazeteci her şeye muhaliftir. Muhalif olmasan gazetecilik yapamazsın. Ama sen çıktın a habere muhalefet yapamazsın. O zamanda gazetecilik yapamazsın. Bu arzuhalcilik olur. Bu gazetecilik, televizyonculuk değildir. Resmi yayın organı olmaktır. O yüzden çalıştığın kurumun siyasi bakış açısı şirketin adını belirler. Türkiye de niye böyle? Çünkü medya iç dünyasının elinde eğer gazeteyi gazeteciler çıkarsa habercilik olur. Çimentocu çıkardığı zaman Demirören gibi tüpçü çıkardığı zaman böyle olur. Gazetelerin, televizyonların maalesef patronlar ticaretlerini sürdürmek için aracı olarak kullanıyorlar. Oysa Abdi İpekçi gazeteciydi. Ama şimdi bakıyorsun Yıldırım Demirören tüpçü iş dünyasından geliyorlar. O işlerini sürdürmek için gazeteyi, televizyonu koz olarak kullanıyor. Amacı habercilik değil amacı ticaret yapmak. İktidara gelirsek yasal düzenlemeler yapılacak. Gazeteyi gazeteciler çıkaracak.

Savaşta yaptığınız muhabirlik sırasında en unutamadığınız an nedir?

Çook, hangisini söylesem ( arkasına yaslanıp biraz düşündü).  Tabi en unutamadığım Afganistan’da cepheye çekim yapmaya giderken 5, afedersiniz iki araba gidiyorduk biz, bir araçta Alman gazeteciler vardı bir araçta biz vardık onlar bizim arkamızdaydı ama bizim kameraman arkadaşımız biraz rahatsızlandı durmak zorunda kaldık. Onlar bizi geçtiler. 3-5 km gittikten sonra pusu varmış pusuya düştüler öldüler 5’i de orda. Alman gazetecilerdi, onların cenazesini işte biz aldık getirdik. Bizim kameramanımız rahatsızlanmasa biz gidecektik orda biz pusuya düşücektik. Taliban’ın pususuydu ve işte uzun namlulu silahlarla taranarak ölmüşlerdi.

Çiftçiler, maliyetlerden dolayı tarlaları boş bırakıyorlar artık. Türkiye’de çiftçilere verilen önem sizce gerektiği gibi mi?

Tarım konusunda hükümet, tarımı ve çiftçiyi sevmiyor. Öyle lki Trakya Ayçiçeği yağının merkeziydi, Ayçiçeği’nin merkeziydi. Trakya’nın Ayçiçeği ile tüm Türkiye Ayçiçek yağına doyuyordu. Ama şimdi Ayçiçek yağı sıkıntımız var. Niye çünkü Trakya’da Ayçiçek ekimi bitirildi. Buğday Anadolu Dünya’nın buğdayı ambar haline gelebilir. Buğday arpa ambarı haline gelebilir. Ama yine hükümet buğdaya, ambara, çiftçiye önem vermediği için biz buğdayı Kazakistan’dan, Rusya’dan, Ukrayna’dan ithal ediyoruz. Niye ithal ediyoruz çünkü bizim çiftçimize ek denmiyor. Yani bizim çiftçimiz para kazanmasın yabancı çiftçi para kazansın. Neden çünkü bizim çiftçi ekerse bizim çiftçi kazanacak ama yabancı çiftçi kazanırsa birileri orda alım-satım yapacaklar komisyon alacaklar. Yani gidiyo beş çete işte AKP’ye yandaş firmalar Kazakistan’dan, Rusya’dan, Ukrayna’dan buğday getiriyorlar Türkiye’de üretilmediği için, buğday Türkiye’ye geliyor. Arada komisyon var para var. Oradan para kazanıyorlar tek dertleri para kazanmak. Oysa bizim çiftçimiz ekip biçse ki Anadolu toprakları çok verimli topraklar, biz Dünya’nın tahıl ambarı oluruz ama buna izin vermiyorlar. Hükümetin tarım politikasının yanlışlığından kaynaklanıyor bu.

İklim krizi ve Türkiye’de ki atık dönüşümü hakkında politikalarınız nelerdir?

İklim kriziyle alakalı Paris İklim Anlaşması var. Paris İklim Anlaşması onaylandı ama hala Türkiye gereğini yerine getirmiyor. Kömürden çıkacak mıyız çıkmayacak mıyız, dünya çıkacak biz ne zaman çıkacağız belli değil. Dört ülke bunu belirlememiş tarihini. Birisi de Türkiye. Bizim iklim kriziyle ilgili ciddi mücadelemiz yok ( üzülerek).  Az önce ben komisyona da söyledim, İklim Değişikliği Başkanlığı kurulmuş sadece ayrılan bütçe 154 milyon TL. Yani komedi. 154 milyon lirayla Türkiye iklim kriziyle mücadele edecekmiş. Dünya’nın hiçbir yerinde böyle bir saçmalık yok. Komedidir bu. İkincisi atıkla ilgili Türkiye plastik atık konusunda işte sıfır atık diyorlar geçen sene 960 bin ton plastik atık Avrupa Birliği ülkelerinden İngiltere’den Türkiye’ye gelmiş. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu. Yani diyorsun ki hem biz plastik atığı istemiyoruz Sıfır Atık Projesi yapıyoruz Emine Erdoğan başkanlığında onun himayesinde diyorsunuz hem de 960 bin ton plastik atığı Avrupa Birliği ülkelerden ve İngiltere’den Türkiye’ye getiriyorsun ve yakıyorsun. Hollanda’nın Den Haag kentinin çöpü Adana’dan çıkıyor. Türkiye’yi Avrupa’nın çöplüğü ve plastik atık merkezi haline getirdiler. Akşam çöpünü kapısının önüne koyuyor Hollanda’da bir vatandaş o çöplük on gün on beş gün sonra bakıyorsunuz Adana’da çıkmış. Örneği var mı var. İnternete yazın zaten çıkar.

Peki neden hiçbir şey yapılmıyor?

Biz mücadele ediyoruz ama burada da hükümet para gelsin diye yani onlardan çöp alınca bize para verecekler diye bunlar sesini çıkartmıyor. Kötü yönetiyorlar, beceremiyorlar ve bunları söylediğin zaman diyorlar ki siz TOGG’u engelleyemeyeceksiniz. Ya kardeşim ne alakası var TOGG’la diyorsun, siz diyorlar milli iradeyi engelleyemeyeceksiniz, ne alakası var. Siz şunu engelleyemeyeceksiniz, beka sorunu var, PKK’yla mücadele. Yahu tamam PKK’yla mücadele et de çöple ne alakası var diyoruz anlamıyorlar. Böyle bir algı yaratıyorlar dertleri olgu değil algı çünkü.

Şimdi Kahramanmaraşlı olarak bir sorum var benim. Maraş uzun süredir AKP üzerinden yönetiliyor. Peki siz Kahramanmaraşlı CHP milletvekili olarak bir şeyler yapacak mısınız ?

Yapacağız tabii ki ( kendinden emin). Ben son seçimlerde Belediye Başkanı Adayı oldum. %30 oy aldım. CHP’nin oyu %5’ti %30’ a çıkardım. İnşallah önümüzde ki belediye seçimlerinde belediye alacağız. Nurhak Belediyesi bizde, gitsinler Nurhak’ı görsünler. Maraş’ın en güzel kenti Nurhak oldu. Tüm yolları asfalt, tüm yolları yapılmış. Meydanı da var kültür merkezi de var. Kocaman parkları da var. Kadınlar restaurant işletiyor. Kadınlar kahvehanede işletiyor. Medeniyetli gayet güzel bir kent oldu ama Maraş’ta bunların hiçbirisi yok. Gidip Nurhak’ı görsünler nasıl yapılıyor baksınlar. İnşallah Maraş’ı da alacağız. Orayı da güzel bir kent haline getireceğiz.

Muhabir: Elif Sultan DUMAN